14 Mart 2013

Kalbe giden yol, etkin iletişimden geçer...

 Evet efendim, mide değil; özellikle mevzu bahis sunum olduğunda kalbe giden yol, etkili olan iletişimden geçer... 
 Sunum nedir? 
 Neden yapılır? 
 Varılmak istenen noktaya adımlar nasıl atılırsa etkili olunur? 
Sorularına yanıt arayalım istiyorum.

 Başa geldi ve gördük ki, sanıldığı gibi kolay bir iş değilmiş bu. Halkla ilişkiler ve tanıtım programı öğrencisi olmanın ötesinde, kendini ifade edebilen bireylerin yetişmesi açısından baktığımızda sunum, kurtarıcı faaliyet.
 Sunum, bir amaç doğrultusunda bilgilendirme yapmak için planlanmış anlatımlardır. Anlatılanlardan çok, sunum yapanın iletişimi dinleyiciyi etkiler ve sunum, bu doğrultuda başarı getirir. Sunum, kaçarak değil, üstüne giderek rahat edebileceğimiz bir durum. Zaten bu hazzı yaşadıktan sonra kürsüden inesi gelmiyor insanın :) 

Şimdi malzemeleri sayalım :
  • Düzgün bir kıyafetiniz ve uygun bir diliniz varsa, 
  • Dinleyici hakkında ön bilgiye sahipseniz,
  • Planlanmış,görsel zenginliği olan bir metniniz varsa ve metninize hakimseniz,
  • Hazırladığınız metni zenginleştirecek araçlarınız varsa ve bu araçların hazırlığı tam ise,
  • Provalarda takıldığınız yerleri bellemiş, sorunu gidermiş iseniz,
  • Olası bir aksaklık durumunda uygulayabileceğiniz bir 'B Planı' varsa,
  • Ses sistemi, görseller, ışıklandırma gibi teknik donanım hizmetinizde ise,
  • Sunumu yapacağınız ortama uyum sağlamak adına hazırlıklarınızı yapmışsanız,
  • Heyecan durumunda sizi rahatlatabilecek, meleğiniz ön sıralarda yerini almışsa, rahat bir nefes alabilirsiniz :) 



 Hepimiz kardeşiz türküsü sunum boyunca kulağınızda çınlasın, yabancı yok. Rahatız :)
 Dinleyici hakkında ön bilgiye sahip olmak,tabiri caiz ise, işi götürecektir :) Karşımızdakinin kim olduğunu bildiğimizde, neyi nasıl söylememiz gerektiğini daha iyi tasarlarız. 'Feedback' dediğimiz geri bildirim olgusu da bu noktada yön bulacaktır. Çünkü, dinleyicinin konuya ilgisi, tepkisi, düşüncesi sunumu yapan tarafından ancak tanıma noktasında netleşecek ve sözler, bu çerçevede yoğrularak sunulacaktır.

 Bir kaç gün önce katıldığım bir söyleşide sunumu yapan kişinin üslubu beni ve arkadaşımı ciddi derecede rahatsız ettiğinden, söyleşinin sonlarına erişme şerefine nail olamadık. 
 Üzgün müyüz? 
 Hayır! 
Sunumu yapan kişi, üslubu daha mütevazı biri olup daha az şey anlatsaydı eminim memnun ayrılırdık. Buradan anlıyoruz ki sunumda, sunumu yapan kişinin üslubu ve yansıttığı imajın yanında anlattıkları arka planda kalıyor.
 Sunumda rahat olmak ya da olmaya çalışmak en lazım gelenlerden olsa da, üç ya da üç bin kişi,bir kitleye hitap ediyor olmak mühim bir konu. Çalışma hayatımızda lazım olmayacaksa dahi,(ki bir halkla ilişkiler uygulayıcısı olacaksanız bu mümkün değil) kendimizi ifade noktasında bu tekniklere hakim olmamız lehimize. 

 Hayat sahnenizde başarılı sunumlara imza atmanız dileğiyle :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder